DİSK’e bağlı Emekli – Sen Antalya Şube Başkanı Seracettin Saraç, emeklilerin yaşadığı sorunların çözümü noktasında çalışmalarını sürdürüldüğünü dile getirdi. Emeklilerin Antalya’da zor şartlar altında yaşamlarını sürdürdüğünü anlatan Saraç, yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte emeklilerin tatil planlaması yapamadığına dikkat çekti.
‘BIRAKIN TATİLİ KARNIMIZI DOYURAMIYORUZ’
Emekli – Sen Antalya Şube Başkanı Seracettin Saraç, havaların ısınmaya başladığı Antalya’da emeklilerin bu yılda tatil yapamayacağını anlattı. Antalya’da yaşayan emeklilerin sadece havlusunu alarak Konyaaltı Plajı’na gidebildiğini anlatan Saraç, “Ülke genelinde mutlaka bir fiyat istikrarı sağlanmalı. Emeklilere yapılan küçük zamların ardından hemen hemen her şeye üst üste zam gelmeye başlıyor. Yaşamın her alanında fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor. Fiyatlarda istikrar sağlanmadığı müddetçe emeklilerimizin rahat bir nefes alması mümkün değil. Avrupalı emekliler farklı bir ülkeye tatile gidebiliyor. Bizim ülkemizde ise bırakın tatil yapmayı kendi yaşadığı şehirde bile rahat bir yaşam süremiyor. Antalya’da emekli olan bir arkadaşımızın en büyük tatili, otobüse binerek Konyaaltı plajına gidebilmek” diye konuştu.
‘SENDİKAŞMAK BİR HAK’
Saraç, emeklilikte insan onuruna yaraşır ücretin bir hak olduğunu, emekli aylıklarının enflasyona değil milli gelire endeksli olması gerektiğini, emekli bayram ikramiyelerinin en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini ve emekli aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi gerektiğini belirtti. Sağlık hizmetlerinde katkı payının kaldırılması ve sağlığın kamusallaştırılması gerektiğini de aktaran Saraç, kendileriyle ilgili tüm politikalarda karar alma mekanizmalarında yer almanın ve sendikalaşmanın bir hak olduğunu belirtti.
'SEFALET ÜCRETİ'
Emekli-Sen Antalya Şube Başkanı Seracettin Saraç, “Biz emeklilerin gerçeği, 79 yaşında evine ekmek götürebilmek için çalışmak zorunda kalan ve iş cinayetlerine kurban edilen bir ülkede yaşıyor olmamızdır. AKP iktidarının tercih ettiği ekonomik sosyal ve siyasal politikaları sonucunda, İşçileri, emekçileri, açlık ve yoksullukta eşitleyerek, bir avuç sermayeyi refahta eşitlediği gerçeğidir. Yıllarca ülkemizin her köşesinde değişik işlerde çalışan ve tüm değerleri üreten, belirli bir süre sonra hak ettiği emekliliği insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmeleri hakkını elde eden 16 milyon emekli ve hak sahibi yanlış uygulanan hesapsız plansız savurgan ve vurdumduymaz politikaların esiri olmuştur. İşçi, emekçi ve emeklilerin belini bükmüş ve sefalet içinde yaşam sürmeye mahkum edilmişlerdir” diyerek açıklamalarını noktaladı.
