CHP Antalya İl Başkanlığı ve ilçe örgütleri TOKİ tarafından Konyaaltı’ndaki dere yatağına yapılmasını planlanan projeyi protesto etti. Partililer projenin iptalini istedi. Basın açıklamasında konuşan CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı “Bu inşaat, bu zeminde kolay kolay bitmez. Hadi, olur da bir şekilde bitti diyelim. Daha dün Konyaaltı merkezli 4.3 şiddetinde deprem oldu. Bu zeminde konut olmaz; beton tabut olur” diye konuştu.

“DERE YATAĞINDA BİR MAHALLE KURULMAK İSTENİYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi Antalya il ve ilçe örgütleri iktidarı, Konyaaltı ilçesinde TOKİ tarafından projelendirilen konut alanında eleştirdi. CHP İl Başkanı Nail Kamacı, “Bugün Antalya İl Örgütü olarak, Konyaaltı Çakırlar TOKİ proje alanında, bir dere yatağındayız. Projenin ÇED alanı 56.300 metre kare olarak belirlenirken, bölgede 18 bini aşkın nüfusun yaşayacağı öngörülüyor. Çakırlar’da 206 blokta 4 bin 574 konut, 61 dükkân, cami ve okullar inşa edilmesi bekleniyor. Yani tam burada, dere yatağında bir mahalle kurulmak isteniyor. Bugün burada hepimizin ortak geleceğini ilgilendiren bir konuda sesimizi duyurmak için toplandık. Konu barınma hakkı. Barınma hakkı anayasal bir haktır. Ve konu, gözünü ranta dikmiş, doymak bilmeyen bir anlayışın Antalya’nın göbeğinde bir dere yatağına toplu konut yapma ısrarıdır” dedi.

“KONUTA KARŞI DEĞİLİZ”

“Konuta karşı değiliz. Her insanın konut sahibi olması partimizin temel amaçlarındandır. Özellikle büyükşehirlerde ve Antalya’mızda konut yetersizliği söz konusudur” şeklinde sözlerini sürdüren Kamacı, “En uygun kiralar bile 20–30 bin TL bandında. Eğer yetkililer vatandaşın konut ihtiyacını karşılamak isterlerse destekçileri oluruz. Lakin toplu konut yapılacak alan burası değil; burası dere yatağıdır. AK Parti iktidarı 23 yıldır her seçim döneminde büyük konut kampanyaları açıkladı: 250 bin, 500 bin, 1 milyon dediler. Toplamda 6 milyonun üzerinde konut vaadi verdiler. Ama bugün ortada halkın ihtiyacı kadar konut yok" dedi.

RAKAMLARLA KONUŞTU

Kamacı, 2003’te 250 bin dediler, temel bile atılmadı. 2004’te 100 bin dediler, kaçı teslim edildi belli değil. 2007’de 250 bin dediler, resmi veri yok. 2011’de 1 milyon dediler, çeyreği bile yok. 2014’te “Her yıl 100 bin” dediler, 10 yılda bir kez bile olmadı. 2018’de 50 bin dediler, ihaleler durdu. 2019’da 100 bin dediler, birçok yerde temel atılmadı. 2022’de 500 bin dediler, büyükşehirlerde ihale yok. 2023’te depremzedelere “1 yılda 650 bin konut” dediler. Aradan 2 yıl 9 ay geçti; açıkladıkları rakam vaatlerin yarısı bile değil” ifadelerini kullandı.

“BU BİR SEÇİM VAADİ”

TOKİ'nin Çakırlar Mahallesi'nde yapmak istediği konut projesinin bilime uygun olmadığına dikkat çeken Kamacı, bunun sadece seçim vaadi olduğunu söyledi. Kamacı, “Yine bir seçim vaadi daha ama gerçek ortada. Söz var, reklam var, tabela var. Konut yok. Depremzedeler hâlâ konteynerlerde. Gençler borçla hayata başlıyor. Milyonlar kira yükü altında eziliyor. Şimdi Antalya’daki büyük hataya gelelim. TOKİ’nin Çakırlar’da yapmak istediği proje, bilimin “uygun değildir” dediği bir alana kurulmak isteniyor" dedi.

ERDOĞAN'A KENDİ SÖZLERİNİ HATIRLATTTI

CHP İl Başkanı Nail Kamacı, "1997’de İBB Başkanı olan Erdoğan, İstanbul’daki bir sel baskınından sonra şunu söylemişti: “Dere yataklarına ve su havzalarına evler, fabrikalar yapılmış. Bunun sorumlusu biz değiliz. Asıl suç, buna izin verenlerdedir.” 23 yıllık iktidarları boyunca benzer birçok suça iştirak ettiler. 28 yıl sonra, Antalya Çakırlar’dan Sayın Erdoğan’a sesleniyoruz: Bu alan nedir? Bu alan dere yatağıdır. Bu alan taşkın bölgesidir. Bu alan alüvyon zemindir. Bu alan eski kum ve çakıl ocağıdır. AFAD’ın İl Afet Risk Azaltma Planı bu bölgeyi açıkça “sel riski yüksek alan” olarak tanımlıyor. ASAT’ın kurum raporu “konuta uygun değildir” diyor” sözlerini kaydetti.

"BU PROJE BİLİME AYKIRIDIR"

CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı projeye ilişkin meslek örgütlerinin açıklamalarını da ekleyerek şu cümlelere yer verdi: “Jeoloji Mühendisleri Odası: 'Bu yoğunlukta yapı bilimsel değildir, kamu güvenliği için risklidir.' Mimarlar Odası: 'Zemin uygunsuzdur, taşkın riski yüksektir.' Ama ÇED raporunda ne yazıyor? 'Sel riski yoktur.' Bu, bilime aykırıdır. Bu, resmî risk raporlarına aykırıdır. Bu, halkın güvenliğine aykırıdır. Ve biz soruyoruz: Dere yatağına mahalle kurmak kime hizmet eder? 4 binden fazla konutu riskli alana yapmak hangi mühendislik anlayışıdır? Bitmeyen inşaatlar, sular basan evler, zemin kayması ve sonunda TOKİ binalarının yıkımı. Aynı zihniyeti Manavgat Devlet Hastanesi’nde gördük. Proje bitiş tarihi, 2025 Aralık dendi, hala temelden çıkılamadı. Peki bile bile lades olan bu zihniyetin sebebi nedir? Niye halkın parası bile bile heba edilir? Bu sorunun cevabını yeni Manavgat Devlet Hastanesi’nin çevresinde inşaat öncesi alınan arsalardan görebilir miyiz? Daha önce ormanları, sit alanlarını, doğal alanları ranta kurban eden zihniyetin ürünü olduğunu varsayabilir miyiz? Yani mesele sadece bir proje değildir. Mesele bir zihniyettir. Biz bugün bu zihniyete 'dur' demek için buradayız.”

"KONUTA ERİŞİMİ BİR DEVLET GÖREVİ YAPACAĞIZ"

CHP'nin iktidara geldiğinde dere yataklarına bina yapmak yerine güvenli ve doğayla uyumlu konut oluşturacaklarını söyleyen Kamacı sözlerini şöyle son verdi:

“Ve şimdi çözümü anlatıyoruz. CHP’nin iktidar programında barınma bir ayrıcalık değil, en temel insan hakkı olacaktır. Biz, sağlıklı, güvenli, altyapısı tamamlanmış konuta erişimi bir devlet görevi yapacağız. Kent rantını belli odaklara değil, halka aktaracağız. Uzun vadeli, ödenebilir finansman sağlayacağız. Dar ve orta gelirli yurttaşın özkaynak ve faiz yükünü devlet üstlenecek. TOKİ’yi piyasacı yapıdan çıkarıp yeniden sosyal devlet kurumu yapacağız. Her projede %30–%40 sosyal konut payını zorunlu kılacağız. Ve en önemlisi: Dere yataklarına bina yapmayacağız. Çünkü kentleşme bizim için doğayı ezmek değildir. Doğayla birlikte nefes alan yaşam alanları kurmaktır. Biz hem Antalya’da hem Türkiye’de adil kentlerin, güvenli evlerin, doğayla barışık bir geleceğin sözünü veriyoruz. Biz sadece bir projeye değil; bilimi yok sayan, raporları yok sayan, doğayı yok sayan bir zihniyete itiraz ediyoruz. Çünkü Antalya bizim ortak yuvamızdır. Ve biz yuvamızı savunacağız.”

Muhabir: BÜLENT ÖNER