Durum analizi, problemlerin varlığına işaret edebilir. Ancak, problemler açıkça belli değildir. Bu durumda, problemlerin öğrenmeyi ve davranışları ciddi bir şekilde engellemesinden önce sağaltımına başlanabilir.
Durum analizi, problemleri ayrıntılı bir şekilde belirleme ve ölçümlemede belirginlik sağlar. Bu ise sağaltımı kolaylaştırır.
Problemi belirleme, iki temel sorunun yanıtlanmasını içerir.
Problem var mı, varsa problem nasıl sınıflandırılabilir ?” gibi bir dizi soru problem
davranışın varlığını belirlemekte,
“Problem nasıl sınıflandırılabilir?, “problemli davranış fazla mıdır, az bir düzeyde mi gerçekleşmektedir?” gibi sorular da problem davranışın sıklığını veya süresini belirlemeye yardım etmektedir.
Problem davranışı ölçümleme, o davranış hakkında veri toplama anlamındadır. Veri toplama, basit kontrol listelerinden kıstaslarla ilişkili testlere kadar bir dizi yöntemi kapsar.
Hedef Davranışa Karar Verme
Öncelikle, birey için kazandırılması hedeflenen davranışa karar verilmelidir. Değişim için seçilen davranış 'hedef davranış' olarak belirlenir. Davranış değişimin hedef olarak ele alınabilmesi için, davranışlar şu ölçütleri karşılayabilmelidir:
Davranış gözlenebilir olmalıdır. Kesin davranış terimleriyle açıklanmasını sağlayan fiziksel özellikler taşımalıdır. Örneğin; yapar, gösterir, gezinir gibi. Duygusal ifadeler içermez. Örneğin, kızar, sevinir, vb. gibi. Değiştirilmek istenilen davranışlar, davranışsal olarak belirlenmelidir. Yani, doğrudan gözlemlenebilir davranışlara yer verilmelidir. Örneğin bilmek, ağlamak, inanmak, eğlenmek, takdir etmek gibi fiiller nesnel bir şekilde gözlemlenen ve ölçülen davranışları anlatmaz; bunlar sadece tahmin edilebilir. Diğer taraftan, yazmak, belirtmek, listelemek ve belirlemek gibi fiiller hem gözlenebilir hem de ölçülebilir davranışları anlatır.
Davranış bilinçli olmalı, yani bireyin istemli kontrolü altında olmalıdır. Bir öğreticinin bireyde göz kırpma oranı ya da nabız sayısı gibi bilinçsiz davranışları değiştirebilmesi veya bunu istemesi olası değildir.
Davranış belirgin olmalıdır. Öğreticiler genellikle dersi bölen davranışları azaltmak isterler. Ama, dersi bölen davranış denilmekle tam olarak ne söylenildiği anlaşılmayabilir. Hedef davranışın açıklanmaya ve daha net tanımlanmaya gereksinimi vardır. Örneğin, çocuk sesli bir şekilde kalemle sıraya vuruyor, sırada oturan arkadaşının saçını çekiyor, kendi kendine şarkı söylüyor ya da kitapları etrafa atıyor olabilir. Bunların hepsi belirgin davranışlardır ve davranışsal tekniklerin uygulanmasıyla değiştirilebilecek gözlenebilen davranışlardır.
Hedef davranışı tanımlarken göz önünde bulundurulması gereken bir başka özellik de, davranışın başlama zamanı, bitiş zamanı ve belirli bir sürede ne kadar tekrarlandığının kesin olarak belirlenebilmesidir. Bu özellik göründüğü kadar açık olmayabilir.
Hedef davranışı açıklarken göz önünde tutulması gereken son özellik davranışın ortaya çıktığı durumu belirginleştirmektir. Bir davranış bazı durumlarda problemli bir davranış iken, bazı durumlarda olağan bir davranış olarak görülebilir. Burada amaç, öğrencilerin bu farklı durumlar arasında ayrım yapmasına yardımcı olmaktır. Koşma, ayağa kalkma, izinsiz konuşma ve bağırma bazı durumlarda beklenen, bazı durumlarda ise istenmeyen davranışlardır. Bu davranışların hepsi oyun alanında uygun olabilir. Işbirlikçi öğrenme etkinliklerini içeren aktivitelerde ise bazıları (izinsiz konuşma, ayağa kalkma) uygun olabilir.
(Devam Edecek)
Esenlikler Dilerim.