<p>Milli maç başlamadan tartışması başladı. İzmir Marşı söylemesinler diye taraftar gruplarından sakınılan biletlerin Ak Partili ve MHP'li vatandaşlara verildiği söylendi. Bunun doğruluğu açık ve kapalı tribünde oturan seyircinin gailesizliğinden belliydi. Devşirme bir seyirci önünde oynanan maçın çoşkusu da seyircinin coşkusu kadardı. Gençlerin yer aldığı tribünlerden yapılan zorlamalar, "sosyete tribünleri"ndeki seyirciyi harekete geçirmeye yetmedi. Bu atmosferde oynanan maç milli maçtan ziyade bir mahalle maçına benziyordu. &nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>KABAHAT'İN BÜYÜĞÜ LUCESCU'DA MI?</p> <p>Bu duruma son dakikalara kadar katlanan seyirci bu aşamadan sonra Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören ve Teknik Direktör Mircea Lucescu'yu istifa sloganlarıyla protestoya yöneldi. Milli takımın başarısızlığında payın büyüğünün Luçesku'ya çıkarılması inandırıcı değil. Lucescu Galatasaray'ı çalıştırdı şampiyon yaptı, Beşiktaş'ı çalıştırdı şampiyon yaptı. Ukrayna'da Shaktar Donetsk'i çalıştırdı şampiyon yaptı; Avrupa kupalarında final oynattı. Lucescu, Türkiye'ye gelen yabancı teknik direktörlerin en iyisi değilse bile en iyilerinden biridir. Türkiye'de oynanan futbol birkaç basamak yukarılara çıktıysa bunda Lucescu'nun da emeği vardır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>'ADAM GİBİ ADAM'LARLA MI?</p> <p>Son yıllarda "adam gibi adamlar" denilen, belinde silahla dolaşan, mafia babalığına soyunan; antrenör, teknik direktör dizayn eden; takım kurup takım dağıtan futbolcu tipleri doğdu. Sadece futbolcu değil, bu türden kulüp yöneticisi, teknik direktör tipleri de oluştu. Bu durum vaki iken, genç futbolcuların en iyilerinden oluşan şimdiki milli takımın tercih edilmesinin eleştirilmesi haksızlık olur. Bu da, "Bu kadroyla bu kadarı başarılabilir" gerçeğini kabul etmek demektir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>FUTBOL TARAFTARIYLA VAR</p> <p>Kulüp takımlarının olduğu gibi milli takımın da seyircisi İzmir Marşı okuyan; Cumhuriyet, Atatürk, Mustafa Kemal konularında "Kırmızı çizgisi" olan bir seyirci. Futbol maçlarını eskiden beri bu kesimden vatandaşlarımız izlemekte; futboldan anlayan, futbolu seven bu vatandaşlar; Federasyonu, spor kulüpleri, taraftar gruplarıyla birlikte "futbol kamuoyu"nu oluşturmakta. Bunların yerine futboldan anlamayan, taç ile aut arasındaki farkı bilmeyen insanlardan futbol seyircisi yaratmaya kalkarsanız; futbol takımlarınızı külhanbeyi ya da cemaat gruplarına dahil çetelerin eline bırakırsanız, geçtiğimiz yıl örneğini gördüğümüz takımdan daha iyi bir milli takım yaratamazsınız.</p> <p>&nbsp;</p> <p>MEHTER'LE GETİREN İZMİR'LE GÖTÜRÜR</p> <p>Bugün Federasyon eliyle İzmir Marşı'nı Mehter Marşı'yla ikame eden "yerli ve milli" bir futbol kültürü, bir futbol yapılanması örgütlenmekte. Son milli maçta devreye sokulan da buydu. Gençler "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" diye bağırdı; resmi hoparlörden Mehter Marşı yükseldi. Bu mantığın 2013 yılında İstanbul Olimpiyat Stadı'nda oynanan Beşiktaş - Galatasaray maçında nasıl duvara tosladığını görmüştük. Gezi direnişinin ardından Beşiktaş'ın çArşı grubuna karşı hükümete yakın 1453 Kartallar grubu kurulmuş; ilk pratiğini bu maçta yapan çakma "çArşı"nın sahaya inerek çıkardığı olaylar Beşiktaş'ı şampiyonluktan etmişti. Beşiktaş'ın çArşı grubu gibi Galatasaray'ın ultrAslan'ı, Fenerbahçe'nin Genç Fenerbahçeliler'i, Bursaspor'un Teksas'ı, Ankaragücü'nün Gecekondu'su, Eskişehirspor'un Nefer'i, Göstepe'nin Yalı'sı, Antalyaspor'un 07 Gençlik'i var. Bunların yerine yeni taraftar grupları ikame etmeye kalktığınızda sizi Mehter Marşı'yla göreve getiren o gruplar İzmir Marşı'yla geri götürür; Federasyonunuzu da alın başınıza çalın, der. &nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>