Muhittin Başkan,
Bu konuda hem ben hem de başka arkadaşlar daha önce de yazmıştı. Yeniden bunları yazıyor olmak, takdir edersiniz ki, benim için de hoş değil.
Çok güzel çalışmalar yapıyorsunuz. Yangında, depremde yaptığınız çalışmalar hala belleklerde taze. Kırsalda, özellikle kooperatifleşmeye verdiğiniz önem, su ve enerji desteği ile üreticiye sağladığınız olanaklar tartışmasız çok başarılı işler.
Yeşil belediyecilik adına uygulamaya koyduğunuz projeler hepimizi mutlu ediyor. Korkuteli’ne yaptığınız güneş tarlalarını ilgi ile izliyoruz. Her ne kadar Cem Oğuz Hoca hakkı ile basına aktaramasa da, hazırladığınız ve şu anda süreci işleyen ‘Deprem Master Planı’ başka bir başarı. Suya yaptığınız indirim hala konuşuluyor. Bu çalışmalarınız, Antalya’nın kangren sorunu olan ulaşıma da çözüm bulacağınız ümidini artırıyor. Örneğin, alacağınız 50 otobüs önemli bir hamle olacak. Kısacası, bu çalışmalar ile başarı çıtasını yükseltiyorsunuz.
Muhittin Başkan,
Gel gör ki; bu kadar güzel ve emek isteyen işleri yaparak, deyim yerinde ise, kaşıkla topladığınızı, ne yazık ki, kepçe ile dağıtıyorsunuz. Üstelik öylesine kolay çözülebilecek konularda bunları yapıyorsunuz ki, insan şaşkınlıktan ne diyeceğini bilmiyor. Sonra da, yaptığınız hatadan dönmeye çalışıyorsunuz ama testi bir kere kırılmış oluyor.
Son bir ayda yaşadıklarımız bunun en yakın örnekleri.
Tamince olayında yaşadık bunu. Aslında, Muratpaşa’dan geldiği şekli ile kabul edilse hallolacak bir durum, komisyon üyelerinin, anlaşılmaz (!) bir şekilde plan notunu tekrar eklemeleri ile krize dönüştü. Sonrasında Cem Oğuz Hoca, “eklense de, eklenmese de bir şey fark etmez” diye bir açıklama yaptı. Ardında siz, kararı meclise iade ettiniz. Madem eklense de eklenmese de bir şey değişmeyecek, not neden plana işlendi? Cem Hoca’nın açıklamasının ardından sizin, doğru olanı yaparak, iade etmeniz, sizi ve belediyeyi zora sokmadı mı?
Phaselis meselesi de benzer bir durumda. Koruma kurulunun kararına sizin bürokratınız imza attı. Bu imzayı atarkenÇevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Tarım Orman ve Köy İşleri İl Müdürlüğü temsilcilerinin, o ya da bu nedenle, ‘karşı oy’ kullandıklarını bilerek, ‘kabul’ oyu verdi. Sonrasında tepkiler yükselince, yine siz, red oyu verme iradesini gösterdiniz.
Muhittin Başkan,
Daha önce de Ümit Uysal için yazmıştım. Sizler, konumunuz ve gündeminizin yoğunluğu nedeni ile belediyedeki pek çok rutinden haberdar olmayabilirsiniz. Sözünü ettiğim iki konu sizin rutinlerinizden olduğu için gündeminize girmemiş olabilir. O zaman, sizin bürokratlarınızın böylesine önemli ve kent yaşamını ilgilendiren konularda sizi bilgilendirip, nasıl bir tavır alacaklarını sormaları gerekmiyor mu? İyi niyetli düşünerek, bunların bir ihmal olduğunu düşünelim. O zaman insanın aklına, “bu iki konu kamuoyuna yansıdığı için yanlıştan dönüldü.Acaba kamuoyuna yansımayan kaç yanlış var sorusu” gelmez mi?
Sonuçta, ister ihmal isterseniz başka bir şey söyleyin, adı her ne olursa olsun, bunların bedelini siyaseten siz ödeyeceksiniz. Nitekim siz de örnek iki konuda kararları geri aldınız. Siz bu bedeli hak ettiğinizi düşünüyor musunuz?
Muhittin Başkan,
Aşık Veysel bir dizesinde, “merhabasın, dosttan gelen selamsın” der.
Lütfen bu metni, “dosttan gelen bir selam” olarak okuyun.
Dostlukla, sağlıcakla…