29: Cezaevine giren gazeteci sayısı;
18: Bugün halihazırda tutuklu olan gazeteci sayısı;
313: Hakkında soruşturma açılan gazeteci sayısı;
123: Gözaltı işlemi uygulanan gazeteci sayısı;
300: Hakkında ceza davası açılan gazeteci sayısı;
6: Konutu terk etmeme cezası alan gazeteci sayısı.
56: Gazetecilerin uğradığı fiziksel şiddet sayısı;
90: Sözlü olarak tehdit edilen gazeteci sayısı;
3: Saldırıya uğrayan basın kurumu;
3: Hedef gösterilen basın kurumu;
90: Erişim yasağı getirilen haber sayısı;
Bu rakamlar, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) 33 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde yayınladığı rapordan alındı.
Gazeteci mektupları da var raporda. Örneğin Gazeteci Yıldız Tar mektubunda, "Yoğun gündemlerde birbirimizle haber paylaşmamız gibi Silivri nöbeti paylaşıyoruz. Neden alındığımı hala bilmiyor, bununla ilgili haber unsurlarını birleştirip haber bile yapamıyorum" diyor.
Ercüment Akdeniz ise, evinin gürültüyle basılarak gözaltına alındığına değinerek, "Bir gazeteci böyle mi gözaltına alınır? Halkın haber alma hakkı için çalışan insanlarız. Her tutuklama vakasında bağımsız muhalif Medya zora giriyor" ifadelerini kullanmış.
Ben bu raporun bilgilerini Cumhuriyet Gazetesi’nden derledim. Yani, kendimiz ile ilgili bile basına, gazeteciye ihtiyacımız var.
Bir tarafta iktidar eli ile görüntüde ayrı bile olsa, aynı manşetleri atan majestelerinin besleme basını, diğer tarafta bir yandan ekonomik sıkıntılar içerisinde can çekişen nefes almaya çalışan ulusal ve yerel basın, öte yanda gelişen teknoloji ile birlikte ortaya saçılan türedi gazetecimsiler.
Yaklaşık ortaokul yıllarımdan beri iyi bir okur olduğumu düşünürüm. Türkiye’nin hiç bu kadar haber güvenliği sorunu yaşadığımı hatırlamıyorum. Halkın haber alma hakkının, üstelik sadece iktidar değil basının da kendi eli ile bu kadar gasp edildiğini de hatırlamıyorum.
Son rakamı da buradan vereyim.
159: 180 ülke arasında Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralaması.
Bugün 3 Mayıs.
Diğer adı ile Dünya Basın Özgürlüğü Günü.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, eğer olabiliyorsa, kutlu olsun.
