I

“Her gün yeniden yapılan bir şeydir siyaset” derler. Ki hem doğru, hem de gerçektir.

Ol-öl sarkacında her an kendini yenileyen evrensel bir yapının salt siyaset terazisinde

ifadesinde ibarettir bu söz.

II

“İyi/doğru-kötü/yanlış”; kişiye, zamana, zemine göre ve hatta kültürden kültüre değişen bu

kavramlar, iki algı boyutudur. Bu bağlamda iyi ve/veya kötü olarak tanımladığımız şeylerin kendi

içlerinde de bir “iyi-kötü” içeren çelişik bir yapı olduğunu sinek pislemedik bir yere yazmalıyız.

Bize göre “iyi” dediğimiz iki şeyin birbiriyle olan ilişkilerinde uyumlu bir görüntü vermeleri

mümkün gibi görünür. Tek tek iki “iyi” insanın birbiriyle ortaklaşa bir şey yapmaları, ortak bir

zaman ve zemini paylaşmaları mümkün müdür, sorusuna rahatlıkla “evet” yanıtı verildiğini

görürüz. İşte bu “evet”in peşinden düş kırıklıkları getirdiğini de görüp hayıflanırız. “Hem

kendilerini, hem de toplumu şaşırtan bu durum neyin sonucudur?” sorusunun yanıtı ise düğümü

çözecektir.

Yakın dönemde bir dost sohbetinde bir arkadaşın üç ay önce evlenen oğlunun yaşadığı

uyumsuzluk için söylediklerimi paylaşmak isterim. Bu sohbette eşiyle uyum sorunu yaşayan

gencin de bulunduğunu eklemek isterim.

Her insan bir dünyadır. (Bir gezegen mi demeliydim yoksa?) Doğup yetiştiği aile de bir galaksi.

İki ayrı galaksiden çıkan/kopan iki yıldızın (iki genç) yeni galaksi oluşturmaları frekans uyumu

sağlamaları salt onların “iyi” olmalarıyla sağlanamaz. Tanışma, arkadaşlık, flört evrelerinde her

ikisi de kendi galaksilerinde giyinip kuşanıp süslenerek buluşurlar. Konuşurlar, koklaşırlar,

sevişirler ve sonunda kendi galaksilerinin yörüngesine geri dönerler.

Ne zaman ki o iki genç yıldız bir galaksi olmak istediklerinde kendi ailelerinden aldıkları kültür

ve yaşam genlerinin karşılıklı titreşerek uyum sağlamaları ve bir denge içinde dönmeleri bir

süreç meselesidir. Bu süreç, karşılıklı esneklik gerektirdiği gibi bir tarafın baskın yapı olmak

istemesiyle var olan çelişmelerin itici frekanslara dönüşmesine yol açacaktır. Çeken frekanslar

artık iten hâline gelmiş veya gelmek üzeredir. Aynı evi paylaşmak, bir galaksi dengesi

oluşturmak maddi ve manevi bedeller gerektiren bir süreçtir. Değişim, dönüşüm boyutu.

Yeni bir galaksi olmak, yaklaşık elli yıl önce Türkiye’de ataerkil galaksilerde yetişen yıldız adayı

nebulalar için bir noktaya kadar daha kolaydı. Yeni yıldız adayları kalabalık, bir diğer deyişle

geleneksel aile içinde yetiştikleri için uyum sağlama, frekans tutturmada bir altyapıya sahiptiler.

Son dönemde çekirdek aile, (anne-baba-çocuk üçgeni) yetişen yıldız adayı ayrıca 21. yüzyılın

al-tüket-at kültürü içinde şekillenen yapı da eklendiğinde hızla çözülen yeni aile yapılarıyla

karşılaşıyoruz. Benden bize dönüşmenin sarp ve dikenli yolculuğu.

Evet, iyi olmak tek başına yetmiyor.

III

"İnsan, tekrar yücelebilmesi için kendini yeni baştan inşa etmek zorundadır. Ve bu yenileşmeyi

ıstırap çekmeden yapamaz. Çünkü o hem mermerdir, hem de heykeltıraş. Hakiki biçimini

yeniden kazanmak için büyük çekiç darbelerini kendi maddesine indirerek kıvılcımlar

çıkaracaktır."Alexis Carrel

IV

Her yaşam biçimi sosyoekonomik, sosyokültürel, diğer bir deyişle siyasi bir yorumdur.

V

Dil, yazı yolculuğu için sadece malzeme ve araç değil, konunun da bir parçasıdır.