Büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 6 Mart 1930’da saat:16.00’da Burdur üzerinden Antalya’ya geldi. Büyük önder ATATÜRK’ün Antalya’ya geleceği daha gelmeden şehirde büyük bir sevinç yaratmıştı. Geldiği gün Kepez’den şehir merkezine kadar Antalya halkı, yolun iki tarafını doldurmuş, Türk Milletinin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve olan ATA’sına gönülden sevgilerini iletiyordu… Karşılama töreni bitmesine rağmen Antalya halkı dağılmıyor, sevgi gösterilerini büyük bir coşku ile sürdürüyordu.

Daha Kurtuluş Savaşı biteli on yıl bile olmamıştı. Şimdiki gibi bilgi kirliliği de yoktu. Antalya halkı ATA’sının vatanı nasıl kurtardığını çok iyi biliyordu ve bağrına basmıştı. Elbette ATATÜRK de Antalya’nın Kuvayı Milliye önderlerinden olan Mehmet Emin beyleri, Rasih Kaplanları, Mustafa Ertuğrulları çok iyi biliyordu… Hatta ATATÜRK önemli devrimlerin yasa tasarısı önüne getirildiğinde aynı zaman ilk mebusumuz olan Rasih KAPLAN imzalamadıysa önüme getirmeyin diyecek kadar değer verdiği kişilerdi…

2017 yılından beri ATATÜRK’ün Antalya’ya gelişi nedeniyle ilin resmi yetkilileri tarafından çelenk sunma töreni yapılmıyor… Neden yapılmıyor sorusunu sormaya gerek yok herkes cevabını biliyor…

ATATÜRK’ün Antalya’ya gelişinin 91. yılını 6 Mart 2021 Cumartesi günü saat:11.00’de Antalya’nın kalbi olan Cumhuriyet Meydanı ATATÜRK Anıtı’nda her yıl olduğu gibi çelenk sunma töreni Cumhuriyet İçin Antalya El Ele Platformu tarafından gerçekleştirilecek.

İnanıyorum ki Antalya halkı ve kurumlarımız çelenkleriyle çelenk sunma töreninde hazır olacaktır…

DEMOKRASİ VE DOKUNULMAZLIK FEZLEKELERİ

Halkın doğrudan ya da temsilcileri aracılığı ile devlet politikasını belirlemede yurttaşların eşit hakka sahip olmasına demokrasi deniyor. Siyasi partiler sistemi ve yurttaşların oy vererek temsilci seçmesine de demokrasi deniyor. Daha çok açıklama ya da tanım yapabilirsiniz.

Bir ülkede yurttaşların seçme ve seçilme hakkına sahip olması o ülkede demokrasi olduğu anlamına gelmez. Çok partili sistem olması demokrasi olduğu anlamına gelmez. Bir ülke bağımsızsa yani sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel anlamda bağımsızsa o ülkede demokrasi vardır! TBMM’ye gelen dokunulmazlık fezlekeleri ile başlayan tartışmalarda demokrasinin bağımsızlık ile ilintisi kurulamadığı için bir karmaşa yaşanıyor.

Parti kapatma ve dokunulmazlık tartışmalarının yoğun bir şekilde devam edeceği kesin görünüyor. İktidar Millet İttifakı’nı ayrıştırmanın her yolunu deniyor. Kaybettiği gücü toplayıp seçime gitmek istiyor. Yarın tüm muhalefetin kapatılması tartışılır mı bilemem ancak bugün TBMM’ye gelen dokunulmazlıkların kaldırılması fezlekeleri tartışması sadece bir partinin kapatılması üzerinden gidiyor.

Her şeyden önce Türkiye’nin bağımsız olmadığını ortaya koymak gerekir. Ülkemizde ve bölgemiz ABD’nin Büyük Ortadoğu projesi hızla ilerken eşbaşkanlar görevini sürdürürken bağımsızlıktan bahsedilebilir mi? Bağımsız değilsen demokrasi de yoktur! Demokrasi yoksa halkın egemenliği de yoktur. ABD demokrasiyi kimi ülkede sopayla getiriyor kimi ülkede de proje partilerle getiriyor…

Ha bu arada 6 Mart’ta Papa Francis Irak’a geliyor. Irak’a gelen demokrasiyi(!) kutsayacak!