1789’da Fransa’da milli burjuvazinin önderliğinde feodalizme karşı verilen mücadele sonrası devrim gerçekleşmiş ve ulus devlet kurulmuştur. Devrimi gerçekleştiren ve ulus/mili devleti kuran iradeye de "La Volont nationale", “milli irade” denilmiştir.

Dünyada her ülkenin milli iradesi vardır. Devletleri kuran, milletleri var eden iradeye mili irade denir. Türkiye’de; ATATÜRK önderliğinde, hem işgale hem de feodalizme karşı verilen savaş ile ulus/milli devlet kurulmuştur. Milli irade ATATÜRK önderliğinde gerçekleşen devrimle oluşmuş, Cumhuriyeti şekillendirmiştir.

Dolayısıyla milli irade denince akla Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade gelmelidir…

Türkiye’de son yıllarda milli irade kavramı özellikle iktidar çevreleri tarafından yanlış kullanılmaktadır. Bir siyasi partinin seçimleri kazanmış olması, hükümet kurması milli iradeyi temsil etmez.

İstersen TBMM’deki bütün sandalyeleri al istersen seçmenin %100 oyunu al buna milli iradenin tecellisi denilemez!

Seçimi kazanan parti ATATÜRK ilke ve devrimlerini savunuyorsa mili iradenin yanında yer almış demektir, eğer savunmuyorsa milli iradenin karşısında yer alıyor demektir.

28 Şubat 1997’de MGK kararları ile başlayan süreç değerlendirilirken milli irade bu açıdan ele alınmalıdır.

28 ŞUBAT SİYASAL İSLAM VE ILIMLI İSLAM

28 Şubat kararları siyasal İslam tehdidine karşı rejimin aldığı kararlardır. Türkiye’de 2002 sonrası iktidara gelen AKP’yi refah partisinin devamı olarak görmek ise en büyük yanılgıdır. Dolayısıyla 28 Şubat kararları ile AKP’yi analiz etmek yanlışa götürür. Çünkü AKP siyasal İslamın değil ılımlı İslamın temsilcisidir. 2003 yılında Antalya’da “üzerimizdeki milli görüş gömleğini çıkardık” söylemi bunun göstergesidir.

11.02.2021 tarihli “Hangi Gömlek” yazımızda ılımlı İslam kime denir siyasal İslam kime denir sizlerle paylaşmıştım.

Bugün Türkiye’de ve Ortadoğu’da ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu projesinde yer alan kesim ılımlı İslam kesimidir. ABD Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Sudan’da başta olmak üzere kendisine hizmet eden Müslüman Kardeşler Teşkilatı ile bu projeyi yürütmektedir. ABD Ortadoğu’da önceden kullandığı terör örgütlerinden vazgeçmiş yerine Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı getirmiştir. Sadece Cumhuriyetimiz ve Milletimiz için değil Ortadoğu’daki devletler için de bugün esas tehlike ABD güdümlü Ilımlı İslam kesimidir.

Vefat ve anma törenleri aynı gün yapılır. Merhum Erbakan 27 Şubat 2011’de vefat etmiştir. 28 Şubat’ta anılmasındaki amaç Millet İttifakı’nı dağıtmaya, Saadet Partisi’ni ayırmaya yöneliktir.

3 MART TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU VE HİLAFET

İktidarın bugüne kadar hazırladığı anayasa taslaklarına ve çıkardığı kanunlara bakılırsa eğitim öğretim birliğinin parçalanmak istendiği görülür. Etnik ve dinsel yapıda eğitim öğretim Anayasanın değiştirilemez maddelerine aykırı olduğu halde uygulama özel okullarda başlamıştır.

Pandemi şartları gerekçesi ile hem uzaktan eğitimi hem de eğitim kurumlarının illere göre açılması gündemdedir. Eğer birlik ve dirliğimiz önceliğimiz ise bu iki uygulamadan vazgeçilmeli yüz yüze eğitime geçmenin yolları aranmalıdır. Eğitimin yerel yönetimleri devri ise federatif yapı demektir ve Anayasaya aykırıdır.

O yüzden yeni anayasa gündemden hiç düşmemektedir. Federatif yapı ile şehir devletçiklerine dönüşen ve artık var olmayan devlet ve milletler çok uzakta değildir…

Irak’a ve Suriye’ye bakınca görürsünüz