24 Haziran akşamı adliye binası önünde seçim sonuçlarını protesto eden CHP’li gençlere yönelik ev baskınları başlatıldı. Antalya Emniyeti Güvenlik Şube ekipleri tarafından CHP eski gençlik kolları yöneticisi Ramazan Gökoğlu’nun da aralarında bulunduğu 5 kişi, evlerine düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Adliye önündeki olayı Körfez gazetesi olarak biz de izledik. Orada sadece CHP'li gençler sorun çıkarmadı. Gösteri sırasında CHP'liler Ak Partililere, Ak Partililer CHP'lilere su şişesi fırlattı. Büyümeden önlenen bu olayla ilgili CHP'lileri gözaltına alıyorsanız, olaya karışan Ak Partilileri de alacaksınız. Almıyorsanız, devleti tarafsız yönetmiyorsunuz, güvenlik güçlerini taraflı kullanıyorsunuz demektir. SIKAN SIKANA Devletin taraflılığı bunlarla sınırlı kalsaydı önemli değil deyip geçebilirdiniz. İstanbul'un göbeğindeki bir meydanda 24 Haziran akşamı insanlar havaya silah sıkarak seçim zaferi kutluyor. Silahşorlar arasında erkekler var, kadınlar var, çocuklar var. Silahlar arasında tabancalar, pompalı tüfekler yanında, sadece güvenlik güçlerinde olması gereken kısa ve uzun namlulu otomatik silahlar var. İnsanların bir yandan havaya silah sıkıp, diğer yandan canlı yayın yaptığı bu dehşet verici görüntülerin sosyal medyada dolaşanı 15 dakikaya yakın sürüyor. Vatandaş, "Sezgin, Habipler Meydan. Silahtan yana sorun yok!" diyor, sıkıyor. Diğeri boşalan şarjörü dolduruyor, takıyor, tekrar sıkıyor. Bir başkası, "Abim cephaneyi dolduruyor, doldur reis, doldur!" diye ona gaz veriyor. Silah kullanmayı bilmeyen kadına "işin uzmanı" erkek silahın nasıl kullanılacağını öğretip, sıkmasını sağlıyor. HERKES ÖLDÜKTEN SONRA Bu silahlar 15 Temmuz'da kaybolan 260 bin silahın küçücük bir bölümü olabilir mi? Yoksa bu silahlar "Belgrad Ormanı'na gömülen"ler arasından mı çıkarılıp verildi insanların eline. İç savaş ihtimaline karşı silahlı milislerin örgütlendiği söylentileri yoksa doğru mu? Devletin yetkili kişileri, sağa sola tehditler savuran İçişleri Bakanı ya da hiç değilse İstanbul valisi; medyaya yansıyan, günlerdir sosyal medyada dolaşan bu görüntülerle ilgili neden bir açıklama yapmaz. Neden biri çıkıp iç savaş ihtimaline karşı yeni bir paralel yapılanmayla karşı karşıya olmadığımızı bize anlatmaz. Bizim 15 dakikasını izlediğimiz, saatler boyu sürmüş olabilecek bu "tören", üstelik canlı yayın eşliğinde devam ederken, neden kimse bir müdahalede bulunma gereği duymaz. Yoksa gerçekte de Türk polisi Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi her şey olup bittikten, herkes öldükten sonra mı olay yerine intikal eder. OHALİ KALDIRSANIZ NE OLUR Bu insanları galeyana getiren, 24 Haziran akşamı CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin başına türlü türlü hadiselerin getirildiği söylentilerini dolaşıma sokanlarla aynı kişiler, aynı odaklar olabilir mi? Şehrin göbeğinde sağa sola ateş eden silahlı insanlarla ilgili hiç bir işlem başlatmayıp, muhalif parti ahalisini en küçük bir olayda gözetim altına alan bir yönetimden, çıksa çıksa bir "doldur reis doldur!" demokrasisi çıkar. Ayakta kalmasını eline satır ya da silah tutuşturduğu cahil insanların sokak terörüne endeksleyen bu tarz bir demokraside, OHAL'i kaldırsanız ne olur kaldırmasanız ne olur!