Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat KURUM: Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu’ tanıtım toplantısında, "Her mahalleye yürüme mesafesinde cami yapacağız. Şehrin merkezine camiyi oturtup çevresinde şehirleşeceğiz. Gençlerin, çocukların aktivite yapacağı camiler olacak" dedi.

Bakan KURUM’un Türkiye’deki mahalle sayısını ve cami sayısını bilmemesi mümkün değildir diye düşünüyorum. Cumhuriyet kurulduğundan beri devlet zaten her mahalleye okul ve cami yapılmasını sağlamıştır. Son yıllarda ise bu iş halkın sırtına yüklenmiştir. Hatırlatmakta fayda var; Türkiye’de İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 32186 mahalle ve Diyanet İşlerinin 31.12.2020 tarihli cami sayısı 89445’tir. Bu verilere göre her mahalleye 2,7 cami düşmektedir ve hepsi de yürüme mesafesindedir…

Bu açıklamanın ardından hemen cami-okul tartışması başlamıştır. Esas da zaten amaç budur.

İktidar yaptığı tüm açıklamalarda kaybettiği bir hedef kitleyi kazanmayı amaçlayarak yapıyor diye düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yapılan açıklamaların da bakan KURUM’un da yaptığı açıklamaların tek amacı var. İktidar, kaybettiği İslamcı kesimi ve tarikatları tekrar kazanmanın yollarını arıyor. Bu tutum dini istismar etmenin daha da ilerisinde bir durumdur…

Cami okul tartışmasında hamasete gerek yok. Okulun gerek dini gerekse milli tüm değerlerimizin öğretildiği yer olduğunu bilmeyen yoktur. İktidarın cami-okul tartışması üzerinden Millet İttifakı çevresinde toplanan partileri kendi içinde ayrıştırmasına halkımız izin vermeyecek gibi görünüyor. Bu ülkenin kuruluşundan günümüze kadar halkımız camiyle okulu asla kıyaslamamış her iki kurumunda değerini bilmiştir.

İktidar; Haziran 2022’den sonra beklenen genel seçimlere kadar kaybettiği tabanı kazanmak için bu tür söylemlere devam edecektir. Parlamenter sisteme dönülünce tüm ibadethaneler ve eğitim kurumlarında özgür ve bilimsel anlayış egemen olacaktır. O nedenle iktidarın bu tuzağına düşmemek gerekir.

Cami de cemevi de okul da üniversite de bizim…

SİYASİ PARTİLERİN ÜYE SAYILARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Ekim 2021’de Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezinde düzenlenen AKP Parti Adana Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’nda genel başkanı olduğu AKP’nin üye sayısının 11,5 milyona yaklaştığını söyledi. Ayrıca tüm muhalefet partilerinin üye sayısını toplasan bu sayıya yaklaşamayacağını da ifade etti.

İktidarın uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle her geçen gün açlık ve yoksulluk seviyesinde yaşayan yurttaş sayımızın arttığını herkes görüyor ve yaşıyor. Aynı oranda da sosyal yardım alan yurttaşlarımızın arttığı da görülüyor. Yurttaşlarımız evine ekmek götürebilmek, üniversite mezunu çocuğuna iş bulabilmek, engelli çocuğuna bakabilmek, kimsesiz dul ve yetimler ortada kalmamak için haklı olarak arayış içine giriyorlar.

Bu arayışlar bir sonuç getirmeyince çaresizce herkes iktidarın kapısını çalıyor. Türkiye’de 43 ayrı alanda yardım yapılıyor. Analarının sütü kadar helal olan bu yardımları almanın yolu da iktidar partisine üye olmaktan geçtiğini söylüyorlar. Kimisinin de üye olduğundan haberi olmadığını düşünüyorum.