"CHP'nin önde gelen isimlerinden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü" haberiyle ortalığın çalkalanmasına neden olan Rahmi Turan, medya tarihinin en büyük asparagas haberlerinden "Sakallı Bebek" manşetinin de mimarı olarak biliniyor. 1987 yılında Tan gazetesi, "Sakallı bebek panik yarattı" başlıklı manşetinde, Cerrahpaşa Hastanesi'nde sakallı bir bebeğin doğduğunu, bebeğin hemen konuşmaya başlayarak "Bayramın 2. gününde kıyamet kopacak" dediğini yazmıştı. Haber Türkiye gündemini uzun günlerce meşgul etmiş, ne sakallı bebek ortaya çıkmış ne de kıyamet kopmuştu. Rahmi Turan, bu tür haberlerin "üstadı" olarak biliniyor. Aynı Rahmi Turan, "CHP'nin ileri gelenlerinden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmüş, CHP Genel Başkanlığı için icazet almış" mealindeki haberle kamuoyu gündemini bir kez daha çalkalamayı başardı. Rahmi Turan bu başarıyı (!) çok sayıda CHP'liyi, ama en çok Muharrem İnce'yi zan altında bırakarak yakaladı. Aynı bilgiler Uğur Dündar'a da geliyor; Uğur Dündar belgesi olmadığı için haberi yayınlamayacağını söylüyor; "Belgesi olmayan bir haberi yapmak gazetecilik olmaz" diyor.

*****

Bu iki tavır, üniversitelerin ders kitaplarına konmalı; nasıl ve neye dayalı haber yapılacağı; belgeye, somut verilere dayanmayan haberlerin yapılmayacağı, yapılmasının meslek etiğine uygun olmayacağı gençlere anlatılmalı. Sadece gençlere değil, gazetecilikle kasaplığı karıştırıp, duyduklarının arkasında ne var demeden önüne geleni kesip biçmekten çekinmeyen kaşarlanmış tiplere de anlatılmalı.

*****

Rahmi Turan, yaptığı haber nedeniyle kamuoyunda olduğu gibi partilileri tarafından da linç edilen Muharrem İnce'nin adını verip, "Ben bu olayda taraf değilim, yanlış yaptıysam özür dilerim" deyip işin içinden sıyrılma hakkını kendinde görebiliyor. "Kaynağım İnce'nin hangi araçla geldiğini, saat kaçta Saray'a girdiğini, kaçta çıktığını dakika dakika söyledi" diyen Rahmi Turan, "Gelinen durum, bu ismi açıklamamı şart koştu. Ama önemli bir şeyi belirtmek istiyorum. Bu görüşme ve isimler, kaynağımın iddiası" ifadelerine yer veriyor. Bir insanın linç edilmesine, siyasi geleceğinin bitirilmesine neden olup, bir partinin genel başkanı ve olası genel başkan adayı arasına, bunlarla ülkenin Cumhurbaşkanı arasına nifak sokup "Ben bu olayda taraf değilim, yanlış yaptıysam özür dilerim" demek, hangi ahlakla bağdaşabilir?

*****

Haber kaynağı "Muharrem İnce'nin hangi araçla saat kaçta Saray'a girdiğini, Saray'dan kaçta çıktığını dakika dakika söyledi" ise, en azından bu aracın hangi araç olduğunu kanıtlayabilirsin, kanıtlaman gerekir. Evet, haber kaynağı söylenmez, gazeteciliğin kuralıdır bu. Ama haber veriyormuş gibi yapıp birileri seni kullanıyorsa, seni kullanarak başkalarına operasyon çekiyor, başkalarından intikam alma yoluna gidiyorsa, gazetecinin yapacağı iş onu teşhir etmektir. Çünkü ortada bir haber değil, bir yalan, bir provokasyon vardır; bu yalan size söyletilmiştir; bu provokasyona siz alet edilmişsinizdir. Saklanması gereken yalanın kaynağı değil, haberin kaynağıdır. Gazeteci provokatörleri saklamaz, açığa çıkarır.

*****

Gazetecilik kısa zamanda bilgi edinip, bilgiyi haber yapıp servis etmeyi gerektiren, zamanla yarışılan bir meslek olduğu için, hata yapmaya en açık mesleklerden biridir. Yaptığımız her haber "başkaları"yla ilişkilidir; başkalarını yüceltebilecek, yaralayabilecek, yok edebilecek nitelikte olabilir. Mesnetsiz, yalana manipülasyona dayalı haberlerle başkalarını zan altında bırakmak, yaralamak, yok etmek, ne vicdani ne insanidir. Rahmi Turan, Cumhurbaşkanıyla dediği şekilde görüşen biri olduysa, dedikoduya dayalı şekilde değil, belgeleyerek bunu kanıtlamalı, açığa çıkarmalıdır. Bunu yapmıyorsa, "haber kaynağım" dediği kişiyi teşhir etmelidir. Onu da yapmıyorsa, yaptığı gazetecilik, kendisine layık görülen "Sakallı Bebek" gazeteciliğidir.

NOT: Biz yazıyı gazeteye gönderdikten sonra Rahmi Turan haber kaynağının Talat Atilla olduğunu söylemiş. Talat Atilla "kaynak" konusunu kim olduğu bilinmeyen "bir CHP'li"ye havale etmiş. Saray'a resmi kaydı olmayan 06 SFG 4543 plakalı araçla giriş yapılmış, Saray'dan 06 GHJ 1290 plakalı beyaz Audi marka araçla çıkılmış, vb. Bu yeni senaryodan "Sakallı Bebek" gazeteciliğinden farklı bir gazetecilik çıkar mı? Biraz zor çıkar.