Dünkü yapılan ATSO Meclis Toplantısında imar affı konusu bir kez daha gündeme geldi. ATSO Başkanı Çetin, SİT alanlarına inşaatlar yapıldığı uyarısı yapınca, toplantıya konuk olarak katılan Antalya Valisi Münir Karaloğlu imar yasasına uymayan yapıları yıktıklarını, yıkmaya devam edeceklerini; ancak, konunun asıl muhatabının belediyeler olduğunu söyledi. Karaloğlu, "Sizin aracılığınızla belediyeleri görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum" diye de ekledi.

HUKUK MANİPÜLASYONU

Belediyeler sözü geçen görev ve sorumluluğu ne ölçüde yerine getirirler? Belediyelerin bu konuda duyarlı olacaklarına dair sizi bilmem ama benim inancım yeterli değil. "İmar barışı" adıyla meşruiyet kazandırılan imar affı, 1 Ocak 2018'den önceki yapıları kapsıyormuş. Karaloğlu'nun "yıktık, yıkacağız" dediği yapılar bu tarihten sonraki yapıları kapsıyor. Bundan önceki yapıların, daha doğrusu kaçak yapıların, SİT alanlarında olanları yok mu? Bunları yıkmayıp, 1 Ocaktan sonrakileri yıkmak, sonrakilere haksızlık sayılmaz mı? Kaçak yapıyı, "filan tarihten önce" yapılmış olması kaçak olmaktan çıkarır, o tarihten sonraki kaçak yapıdan farklı kılar mı? Öncekiyle aynı olan sonraki, öncekinden farklı olabilir mi? Burada düz mantık yoksa, mantık manipülasyonu var.

'UCUBE APARTMANLAR' N'OLACAK?

Manavgat Belediye Başkanı, Side'nin göbeğindeki ucube apartmanlardan söz etmişti. Bu ucubelerden 60 civarında Antalya Kaleiçi'nde de var. Bu ucubeler kendilerini yenileyerek yerinde durmaya devam ederken, Kaleiçi’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alması talebimizi bu mantığa mı dayandırıp, gerekçelendireceğiz?

HİÇ DEĞİLSE ONLAR

Meslek Odaları imar affı konusunu Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yargıya taşıdı. Kanunu, kanun hükmünde kararnamelerle hükümsüz kılarak alınan bir karar, hukuki, anayasaya uygun olabilir mi? Mahkeme, olamaz deyip, imar affıyla ilgili kararı iptal etti diyelim; o zaman ne olacak? Bu durum, imar affından yararlanan 13 milyona yakın yapının kaçaklığının tescil edildiği, bunlar üzerinde daha başka işlem yapılamayacağı anlamına gelmez mi? "Söz konusu ülke Türkiye ise, gelmez" dediğinizi duyar gibiyim. Hukuka, hukukun işleyişine ilişkin refleksimiz bu hale geldiyse, bu işleri "hukukuna" uyduranlara söyleyecek çok şeyimiz kalmıyor. Yine de hiç bir şey söylememiş olalım: Hiç değilse SİT alanındakiler ve de 1 Ocak'tan sonrakiler yıkılsın.