Özelde siyaset, genelde de yerel siyaset artık parası olan insanların yapabilecekleri etkinlik haline geldi. Oysa siyaset toplumun gelişmesi, refah düzeyinin artması gibi toplumsal amaçlar için yapılan bir iştir ve paradan ziyade düşünce üretmeye, üretilen düşünceleri yaşama geçirmeye ihtiyaç vardır.

Belki de siyaset paralı bir etkinlik alanı haline geldiği için yerelde düşünce üreten, bunu yaşama geçiren isimler fazla sahne alamaz hale geldiler. Sonuçta düşünce üretmek para kazandıran bir iş değil. Paranız yoksa, siyasette yeriniz de olmuyor.

Kimbilir; belki de siyasetin merkezindeki güçler de böyle bir toplum kurgusu istedikleri için paralı isimleri tercih ediyorlar.

Bu konuda, geçtiğimiz günlerde Antalya’da küçük çaplı örnekleri yaşandı ama çok da kamuoyunda karşılık bulamadı. Paraları olmadığı için yerel seçimler öncesinde aday adaylık başvurusu yapamadıkları için konuyu partilerinin genel merkezlerine taşıyan isimler oldu.

Bu işin özeti; paran yoksa siyaset yapamazsın anlayışıydı.

Ancak, dün bir gelişme oldu.

Cumhuriyet Halk Partisi, Eğitim Sen önceki dönem Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez’e, Sönmez’in memleketi olan Gündoğmuş’tan adaylık teklifi götürdü ve Sönmez de bu teklifi kabul ederek CHP Gündoğmuş Belediye Başkan Adayı oldu.

Nurettin Sönmez, sol ve toplumcu bir siyasi gelenekten geliyor. Bugüne kadar Eğitim Sen içerisinde verdiği öğretmen hakları mücadelesinde bu çizgisinden asla taviz vermedi. Öğrencilerin başta beslenme ve barınma hakları olmak üzere, laik ve çağdaş eğitim yolunda, kendi dünya görüşünü mücadele alanına eksiksiz yansıttı.

Sadece bu da değil Nurettin Sönmez’in artıları.

Kişisel yaşamında da, benimsediği toplumcu düşüncenin ilkeleri doğrultusunda yaşadı. Sade, gösterişten uzak, derinlikli ve sahip olduğu maddi, manevi her şeyi toplumla paylaşmaya hazır bir duruş sergiledi.

Neresinden baksanız toplumcu bir kişi var karşımızda.

Peki, Nurettin Sönmez’in aday olduğu görevde onu bekleyenler neler?

Ülkemizde çok az karşılaştığımız ama büyük ve etkili izler bırakan bir anlayışın mirasçısı ve devamı olmak sorumluluğu bekliyor Nurettin Sönmez’i.

Örneğin, 1980 öncesi Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç’un bıraktığı miras. Tonguç, en son, Altın Portakal tartışmalarında yaptığı açıklama ile, hala aynı toplumcu çizgide durduğunu gösterdi.

Ya da,

Yine 1980 öncesinde Terzi Fikri’nin yarattığı Fatsa deneyimi bekliyor. Terzi Fikri, Fatsa deneyimi ile Türk siyasi hareketine çok önemli deneyimler armağan etti.

Yakınlara gelecek olursak,

2014 Ovacık ve 2019 Tunceli, Fatih Maçoğlu deneyimi var gerisinde.

İşte bu toplumcu belediye anlayışları, Nurettin Sönmez’in hem artısı hem de sorumluluğudur.

Nurettin Sönmez de kendisinden önce gelenler için, “Başka bir belediyecilik mümkün” iddiasını ortaya koymalıdır.

Bir söz de CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı’ya…

Nurettin Sönmez gibi isme öneri götürerek, Antalya’ya toplumcu bir belediyecilik anlayışının örneğini sergileme şansı verdiği için Nail Kamacı’yı tebrik etmek gerekiyor.

Tebrikler Nail Başkan…