Yoğunluğu gittikçe artan biçimde Konyaaltı Belediyesi gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Kısaca hatırlamamız gerekirse, 31 Mart sonrasında Konyaaltı Belediyesi önce toplu işçi çıkarmalarla gündeme geldi. Ardından, maaşların ödenememesi tartışmalara neden oldu. Sonrasında bu sefer kadrolu işçilerin çıkarılması, son olarak da memurlara maaş olarak 22 bin TL tepkileri yoğunlaştırdı.

Konyaaltı Belediyesi’nin yaşadığı bu sorunların temelinde de ihtiyaç fazlası personel olarak gösterildi ve fatura, önceki dönem Belediye Başkanı olan Semih Esen’e çıkarıldı.

Gelin, artık bu sorunun kaynağını konuşalım. Zira bu tartışma ne Cem Kotan ne de Semih Esen tartışmasıdır.

Aslında bu tartışma, belediyelerde yıllardır devam eden bir uygulamanın sonuçlarından başka bir şey değildir.

Daha önce de yazmıştım.

CHP’nin en büyük laneti belediyelerdir. Çünkü, CHP merkezi hükümette olmadığı için, CHP tabanının istihdam kaynağı belediyelerdir. Bu noktada sorunun kaynağı, hükümetin kutuplaştırma politikası gereği, ekonomiktir.

Bu noktada belediye başkanlarının anlayışı devreye girmektedir. Başkanlar, kendi adaylığını belirleyecek kadroları kontrol edebilmek için ellerindeki istihdam kozunu oynayarak partiyi kontrol etmeye çalışırlar. Kendilerine yakın isimlerin parti yönetiminde yer alabilmesi için, belediyenin istihdam kozunu burada devreye sokarlar.

Konumuz Konyaaltı olduğu için örneği de buradan verelim.

Konyaaltı’da istihdam fazlalığının, CHP ilçe kongresi öncesinde gerçekleştiği biliniyor. Semih Esen, ilçe kongresinde desteklediği adayın kazanabilmesi için ihtiyaç fazlası işe alımlar gerçekleştirdi ve sonuçta istediğini de aldı.

Peki, Semih Esen bu ihtiyaç fazlası personeli işe alırken, Semih Esen’e işe alınacak isimleri kimler veriyordu?

Tabi ki, bu işe alımlar sonrasında kongreyi kazanma gücüne ulaşacak ve ilçe yönetimine gelecek kadrolar.

Bu kadrolar, Semih Esen sayesinde dileklerine kavuştular. Aynı kadrolar, sonrasında da il yönetimini belirlediler.

Tam da bu noktada, üzücü bir durumu da aktarmakta fayda var.

Kongre döneminde Semih Esen’in istihdam kartı sayesinde yönetime gelenlerin bazıları, Cem Kotan’ın belediye başkan adaylığı açıklandıktan 10 dakika sonra, “yaşasın Cem Kotan” demeye başladılar. Bari sabah kadar bekleselerdi.

‘Kral öldü, yaşasın kral!’

Başta Muratpaşa olmak üzere, diğer belediyelerde de benzer uygulamaları hep birlikte izledik.

Konunun önemi şurada.

Artık Antalya’da CHP’nin 16 ilçe belediyesi, büyüklü küçüklü 16 derebeyi var. Bir de bunların üzerinde Büyükşehir Belediyesi. Bu derebeyleri, ilk kongrede parti içinde gücünü artırabilmek için benzer uygulamalar içine girecekler. Herkes, gücü oranında istihdam yaratacak ve ilçe kongrelerinde güç kazanmak isteyecek.

Yine belediye başkanı ile birlikte, bu istihdam kartından nemalanacak kadrolar çıkacak ve Antalya CHP’yi belirleyecekler.

Bu konu ile ilgili bir hesap sorulacaksa, sadece Cem Kotan ya da Semih Esen değil, onlarla yol yürüyüp, bugün bir kenara çekilen ve kendilerini eleştirilerin dışında tutan siyasi kadroları da unutmamak lazım!