Seçim sonrasında hem Türkiye’de hem de Antalya’da siyasal iki cephe arasındaki duvar birer tuğla daha yükseldi. Siyasal demişken de sakın ola ideoloji, siyasal duruş, tercih gibi faktörleri düşünmeyin. Çünkü bugün ülkemizin içinde bulunan siyasetin bütün renkleri, farklı tonlarda da olsa, her iki cephede de mevcut.
Bu iki cephenin tek ortak tarafı da ‘Erdoğan’ sözcüğü. Cephelerden birisi Erdoğan’ın karşısında, diğeri de yanında konumlanmış durumda. Siyaset bilimi açısından nasıl değerlendirilir bilmiyorum ama sosyolojik olarak çok tehlikeli gerilimleri bünyesinde taşıyan bir fay hattı üzerinde yaşıyoruz. Çünkü fay hattının gerilimini nefret besliyor ki, nerede patlayacağını kestirmek zor.
Hem bu gerilmeye hem de 14 – 28 Mayıs oy geçişkenliklerine Antalya’ sayılarla bakmaya devam edelim. Hatırlayacaksınız, bir önceki yazıda genel bir fotoğraf çekmeye çalışmış ve Sinan Oğan seçmenin yarısından fazlasının sandığa gitmekten imtina ettiğini söylemiştim.
Şimdi bu duruma ilçeler bazında bakalım. Büyüteci biraz daha yakınlaştırınca daha farklı ve ilginç detaylarla karşılaşıyoruz.
Önce, 24 Haziran 2018 ve 14 – 28 Mayıs 2019 karşılaştırmasına ittifaklar kapsamında bakalım.
Tablodan da göreceğiniz üzere Antalya genelinde her iki ittifak açısından anlamlı bir oy farklılaşması yok. Cumhur ittifakı -0,17 oranında oy kaybederken, Millet İttifakı da 0,38 oranında oylarını artırmış. Cumhur ittifakı 2018’e göre en yüksek oy artırımı Kumluca, Demre ve Finike, yani Batı Antalya havzasında yaşarken, Millet İttifakı da Alanya, Döşemealtı ve Kepez’de bu artırımları gerçekleştirmiş. Buna, Millet İttifakı’nın oyunu artırdığı diğer bir ilçe olan Muratpaşa’yı da eklediğimizde karşımıza, sosyolojik olarak kent soylu – kır soylu ayrımı çıkıyor. Zira, özellikle Kepez ve Döşemealtı, son yıllarda hızlı bir kentleşme süreci yaşayan ilçeler. Bu ilçelerde apartmanlaşma arttıkça ve kentsel yaşam ağır basmaya başladıkça Cumhur İttifakı geriliyor. Bu durumu, aslında AKP ve Cumhur İttifakı’nın en büyük düşmanının kentsel dönüşüm ve TOKİ olduğu şeklinde de okuyabiliriz. AKP ve Cumhur İttifakı, kentleşmeyi artırdıkça gücünü kaybediyor.
Bir diğer ilginç detay, Millet İttifakı olarak gerek CHP’nin, gerekse Cumhurbaşkanlığı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci olduğu Gazipaşa, Manavgat, Serik, İbradı ve Kemer ve Kaş’ta, Millet İttifakı’nın 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına göre oylarında azalma olduğu saptamasıdır. Bu ilçelerde, sırası ile Gazipaşa’da -2,70, Manavgat’ta -1,01, Serik’te -1,86, İbradı’da -2,54, Kemer’de -1,65 ve Kaş’ta da -2,78 oy kaybı bulunuyor. Bu oy kayıplarına rağmen buralarda hem CHP hem de Kılıçdaroğlu birinci oldular.
Rakamlara ilişkin, Cumhurbaşkanlığı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci olduğu ama parti bazında da AKP’nin önde olduğu ilçelere dikkat çekelim. Aksu ve Kepez’de Cumhurbaşkanlığı’nda Kemal Kılıçdaroğlu ipi göğüslerken, partilerde de AKP birinci parti olmuş. Bu iki ilçede ittifakın diğer ilçelere oranla, nispeten daha iyi işlediği çıkarımını yapmak mümkün. Zira Aksu’da İyi Parti, Kepez’de de ciddi bir HDP seçmen kitlesi bulunuyor.
Son olarak bu son seçim tablosu karşımıza şöyle bir gerçeği koyuyor. Cumhur İttifakı ve Recep tayyip Erdoğan, karşısındaki seçenek teke indiğinde kazançlı çıkıyor. Çünkü aslında Recep tayyip Erdoğan’a oy vermek istemeyen, ancak karşısında CHP merkezli bir adayı içine sindiremeyen bir kitle var bu kitle, karşısındaki seçenek teke düştüğünde ister istemez tekrar Recep Tayyip Erdoğan’a kayıyor.
14 – 28 Mayıs ile ilgili şimdilik rakamsal çıkarımlar bu kadar. YSK, sandık bazlı sonuçları açıkladığında tekrar bu konuya döneriz.
Bu rakamsal değerlendirmelerin ardından, yarından itibaren siyasal değerlendirmelere başlayalım.