İleride Türkiye için tarih kitaplarını yazacak kişiler, 19 Mart 2025 tarihine ayrı bir başlık ya da bölüm açacaklar.
2019 yerel seçimleri sonrasında, ‘Türkiye narkozdan uyanıyor’ demiştim ve eklemiştim: “Narkozdan uyanmak hemencecik olmaz. Narkozdan çıkmak, ağrıları da beraberinde getirir. Ağrılara hazır olalım.”
İşte o ağrılı dönemlerin de sonu geliyor.
Türkiye ayağa kalmaya, yola çıkmaya iyiden iyiye hazır.
Yola çıkmak aynı zamanda bir ideal, bir ülkü barındırır. O ideal ya da ülkü olgunlaşmamışsa, yola çıkamazsın. Yol sadece bir yere ulaşmak için gerekli bir araç olmaktan çıkar, idealin, ülkünün bir parçası haline gelir.
Başka bir deyişle; ideal, ülkü yolu, yol da ideali, ülküyü yeniden ve yeniden üretir. Birbirleri ile simbiyotik bir ilişki kurarlar. Varlıklarını birbirlerine bağlarlar.
Türkiye’nin narkozdan çıkma süreci aynı zamanda idealini, ülküsünü de üretme süreci olarak işledi.
19 Mart’ta bu düşünsel üretim süreci tamamlandı ve Türkiye de “gayrık yeter” dedi.
Yani 19 Mart’tan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dr. Hikmet Kıvılcımlı, bu gibi olaylar için ‘sosyal devrim’ kavramını kullanır. Burada devrim, bildiğimiz anlamda bir sosyalist devrim değil, büyük bir toplumsal dönüşümü ifade eder.
Yola çıkmak da bu toplumsal dönüşümün gerçekleşmesi için gereken düşünce ve eylem yeterliliğinin metaforik karşılığıdır.
Erdem Bayazıt, sağ, İslami kesimin önemli şairlerindendir. Gelin, yola çıkmanın nasıl bir hazırlığının olduğunu, ne zaman yola çıkılacağını onun şiirinden de öğrenelim.
***
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede
Karanlığı emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan
Herkesin
Veba girmiş bir şehrin hem halkı
Hem seyircisi olduğu bir günde
Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke.
Her damlası bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yağmur yüzümüze değince
Çıkacağız yola.
Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince.