- MHP ve İyi İyi Parti önceki dönem İl Başkanı Nizamettin Sağır

- 1999 – 2004 Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul

- Demokrat Parti İl Başkanı Mahmut Çil

- CHP İl Başkanı Nail Kamacı

- Elektrik Mühendisleri Odası önceki dönem Antalya Şube Başkanı Ayhan Dolanay

- 1989 – 1999 Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı

- 2009 – 2014 Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın

- Doğruyol Partisi Merkez İlçe ve Antalya önceki dönem İl Başkanı İbrahim Özcan (Hurmalı İbo)

- Devrimci Turizm İşçileri Sendikası önceki dönem Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu

- Demokrat Parti önceki dönem İl Başkanı Hasbi Ünal

- 22. Dönem CHP Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk

- Doğruyol Partisi Merkez İlçe Başkanı Nail Çelebioğlu

- Kurtuluş Davasının 2 Numaralı sanığı ve Antalya Mahalleler Sorumlusu Hüsnü Şahin

- MHP Gençlik Kolları Başkanı ve MİSK Bölge Başkanı Yunus Ünsal

Ve yer darlığı nedeni ile adını yazamadığım, Antalya siyasi tarihine damga vurmuş daha nice isim.

Bu isimler dün akşam tarihi bir yemekte bir araya geldiler.

“Ne var bunda” diyebilirsiniz.

12 Eylül’den önce birbiri ile kavgalı olan, yer yer birbirlerine silah sıkan bu isimler, 50 yıla dayanan tanışıklık ve süreç içinde gelişen dostluk duyguları ile bir araya gelmediler.

AKP iktidarının ülkeyi getirdiği noktada, geçmişte sağ – sol diye birbirileri kavga eden bu isimler, bugün, tarihsel sağ – sol tartışmasının anlamını yitirdiği, ülkemizin içinde bulunduğu bu karanlık günlerden çıkmak için herkesin bir arada olması gerektiğini kamuoyuna duyurmak için buluştular.

Burada önemli nokta, bu isimleri bir araya getiren koşullardır. İktidarın artık kendisinden olmayanı dışladığı, dışlamakla yetinmeyip siyasal, ekonomik ve sosyal alanlarda yaşam hakkı tanımadığı bir ortamda bu isimler, “Kurtuluş yok tek başına” diyerek sorumluluk alıp inisiyatif koydular.

Mikrofonda söz alan her konuşmacı, bu sorumlulukla kurdu cümlelerini.

Yemeğe katılan herkes, “ben de halimce Bedreddinem” diyerek koyduğu tavırda, kendi çoban ateşini yaktı.

Bir de bu yemeğin geri planı var elbette.

Recep Durmasür. Nam-ı diğer Gerilla Recep.

CHP’nin sessiz dinamosudur. Partisi ile dertlenen, partisi ile sevinendir. Aslında Recep Durmasür için CHP’ye, bu topraklara adanmış bir ömürdür.

Aslında, Nazım Hikmet’in Kuvvay-i Milliye Destanı’ndaki Kartallı Kazım’dır, Gerilla Recep.

“…

Ve kavga bittiği zaman
ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman.
Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı,
kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan...”

Gerilla da ne çiftlik sahibi oldu ne de apartman. Kavgadan önce de ırgattı, kavgadan sonra da ırgat.

İşte bu Gerilla Recep, bir başına örgütledi bu yemeği. Günlerce insanlarla konuştu. Çekincesi olanları ikna etti.

“Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır!” dedi, yılmadan, usanmadan…

Ve dün akşamki bu tarihi yemeğin sessiz kahramanı olarak o da tarihe geçti.

Burada bir not düşmek gerekiyor.

AKP’nin bu ülkeye verdiği en büyük zararlardan birisi, rozetlerin çıkarılmasıdır. Artık belediye başkanları, seçilir seçilmez önce rozetlerinden kurtuluyor. Sanıyorlar ki yakalarındaki rozet, halka eşit hizmet etmekte engeldir.

Hayır! o rozet, halka eşit ve eksiksiz hizmet götürmenin ön koşuludur. Bu ülkedeki, belki de, uygulamadaki en politik koltuk, belediye başkanlığı koltuğudur. O politikanın ne olması gerektiğini de o ‘rozet’ belirler.

Dün akşam, işte o rozetini çıkarmayan, oturduğu koltuğun siyasi bir koltuk olduğu unutmayan bir belediye başkanı vardı.

Bütün imkansızlıklarına rağmen, Döşemealtı’nda halka hizmet etmeye çalışan ama bunu yaparken de taşıdığı rozetin bütün ağırlığını taşıyan Menderes Dal da yemekteydi.

Diğer belediye başkanları?

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı temsilen Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Erşin vardı.

Dedik ya. Dün akşam, bu isimlerin sorumluluk duyarak ve inisiyatif alarak bir araya geldiği siyasi bir etkinlikti. Menderes Dal dışındaki merkez ilçe belediye başkanlarının da yakalarındaki rozeti hatırlayıp da siyasi tavır almaları gereken bir akşamdı. Ama maalesef, rozetlerini sakladıkları sandıktan çıkarmamayı, tavır almamayı tercih ettiler.

Sayın belediye başkanlarına hatırlatmak lazım.

Sandıkta bekleyen ve naftalin kokan rozetlerden hayır gelmez!