Yaklaşık bir haftadır, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tahliye edileceğine dair kaynağı belli olmayan bir iyimserlik yayılmaya başladı.
Elbette bu iyimserliğin geri planında Muhittin Böcek’in oğlu Gökhan Böcek’in yurtdışından dönmesi yatıyordu. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Bence 5 Eylül tarihi kritik. Çünkü bu tarihte Muhittin Böcek’in tutukluluğunun aylık değerlendirmesi var. Gökhan Böcek’in geri dönmesinin etkilerini bu değerlendirmede görebiliriz ve Muhittin Böcek tahliye edilebilir.
Ancak, dün Körfez Gazetesi’nden Bülent Öner’e açıklama yapan AKP Antalya İl Başkanı Ali Çetin’in “itirafçılık, iftiracılığa dönüşmemeli” cümlesi sürecin ruhunu özetliyordu. Aynı zamanda, bu tutuklamaların geri planına da ışık tutuyordu.
Şöyle bir geriye, Muhittin Böcek tutuklandığı günlere giderek süreci yeniden hatırlayalım.
İki suçlama ile tutuklanmıştı Muhittin Böcek. Birincisi; 2024 seçimlerinde kullanılan otobüslere yapılan reklam giydirmelerinin ücreti, ikincisi de Gökhan Böcek’in eski eşine alınan daire.
Ardından bir algı operasyonu başlatıldı. Gökhan Böcek, ‘anasını da alıp gitmişti’ örneğin. Ama kaderin cilvesi, Gökhan Böcek’in annesi Havva Minta o tarihlerde Kıbrıs’taydı.
Kampanyanın bir diğer ayağı, baba – oğul ilişkisi üzerinden Gökhan Böcek’e yapılan eleştiriler üzerinden yürüyordu. Bu eleştirilerin, belli çevreler tarafından yürütülen algı operasyonu olarak kullanılanları bir kenara bırakırsak, çok haklı ve yerinde olduğu söylenebilir.
Devam eden günlerde, tam da Özgür Özel Antalya’dayken ve Başkan Vekili Büşra Özdemir’e ziyaret yapacakken, Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapıldı ve emniyet görevlileri tarafından dosyalar istendi. Özgür Özel bunun üzerine sinirlenerek Büyükşehir Belediyesi ziyaretini iptal etti ve doğrudan mitinge geldi.
Bu operasyon da algı operasyonunun bir parçasıydı ve aynı zamanda, Özgür Özel’den dolayı meydan okumaydı.
Ardından, birkaç gün sonra bir sabah Büyükşehir Belediyesi’nden bir Genel Sekreter Yardımcısı, bir daire başkanı ve bir personel gözaltına alındı ve yine iddialar havada uçuştu. Bu yeni sakız da, yerel ve ulusalda malum medya tarafından çiğnendi ve algı operasyonu bütün gücü ile devam etti. Sonrasında da önce tutuklanan personelin, ardından da tutuklanan ve sonrasında serbest bırakılan Genel Sekreter Yardımcısının ‘itirafçı’ olduğu iddiaları atıldı ortaya.
Fakat, bu itiraflardan elde edilen bilgiler ışığında, bugüne kadar yeni bir operasyon yapılmış değil.
Bu arada, Gökhan Böcek’in eşi Zuhal Böcek yurtdışından döndü ve geri dönmek üzereyken, havaalanında gözaltına alındı. Zuhal Böcek ile birlikte üç kişi daha gözaltına alınmıştı. Yine aynı mekanizma devreye girdi ve saymakta zorlandığımız sayıda bol sıfırlı rakamlar havalarda uçmaya başladı.
Ancak ne yapılırsa yapılsın, bir türlü dosya istenen olgunluğa ulaşmıyor, altı sürekli boş kalıyordu. Konu bir türlü doğrudan Muhittin Böcek’e oradan da Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne kurumsal olarak bağlanamıyordu.
Arada 17 kişi gözaltına alındı, yine malum medya devreye girdi, yine milyon dolarlar havada uçuşmaya başladı. Fakat şu var ki, havada uçuşan milyon dolarlar bir türlü yere inip de somutlaşamıyordu.
Sonunda beklenen oldu ve Gökhan Böcek yurtdışından döndü. Kıyamet de bundan sonra koptu.
Alınan villalar, hediye edilen lüks arabalar, ballı maaşlı işler, birilerinin altına çekilen arabalar, aklınıza ne gelirse ortalığa saçıldı. Üstelik bu ortalığa açılanlar resmi raporlara dayandırılıyordu.
Buraya kadar her şey normaldi de küçük bir eksik vardı.
Gökhan Böcek bunlara ne diyordu? Ortaya atılan bu kadar iddiaya karşılık, Gökhan Böcek’in verdiği cevaplardan zerre bilgi yoktu. Tek kale maç yapılıyordu sanki.
İtirafçı olduğu söylenen kişilerin de verdikleri bilgilerden sonra da yeni operasyonlar gelmemiş, süreç akamete uğratılmış gibiydi.
Özetle, bir türlü dosyanın altı doldurulamıyordu.
Derken, sosyal medyada bugüne kadar ortalıkta görülmeyen bir isim Muhittin Böcek’in tahliye edileceğini ima eden paylaşımlarda bulundu. Ardından bu imayı destekleyen köşe yazıları gelmeye başladı. Daha düne kadar, Gökhan Böcek’in Muhittin Böcek’in oğlu olduğu, Muhittin Böcek’in de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu, bu nedenle de Gökhan Böcek operasyonunun ABB’nin kurumsal kimliğini hedef aldığını ve bu süreçte ABB’nin yeniden yapılanması gerektiğini savunan isimler, ters istikamete dönerek operasyonların Muhittin Böcek ve ABB’yi bağlamayacağını savunmaya başladılar. Sis perdesine duman üfleyenler, birden bu defa sis perdesinin öte tarafına geçtiler.
İşte bu efsanevi geri dönüşler, Muhittin Böcek’in tahliyesi beklentisini iyiden iyiye güçlendirdi.
İşte AKP İl Başkanı Ali Çetin’in dünkü açıklaması, bu sosyal psikolojik ortamda geldi ve sis perdesinin aralanmaya başladığının işaret fişeği oldu. Aynı zamanda Çetin’in “itirafçılık, iftiracılığa dönüşmemeli” cümlesi, süreçten artık AKP kadrolarının da rahatsız olduğunu zımnen kabulü anlamına geliyor.
Gerek İBB gerek ABB operasyonlarına ilişkin kamuoyunda uzun zamandır devam eden güvensizlik ve dosyaların içi doldurulamayınca başvurulan ‘itirafçılık’ uygulamasının aslında ‘iftiracılık’ olduğu gerçeğini Ali Çetin de dile getirmiş oldu.
Bir anlamda malumun ilanı durumu yani.
Malumun ilanı
Ali Taş
Yorumlar
Trend Haberler

Böceklerin rüşvet dosyasında aile kavgası: "Biraz gözünüz doysun"

Antalya’da EDS tepkileri sonuç verdi: İşte yeni hız sınırları!

Antalya’da EDS sistemi tartışmalı başladı! İşte sürücülerin cevap beklediği sorular

Antalya’da EDS dönemi başlıyor! Sürücülerin her anı takip edilecek

Seçimden sonra ihale rakamları uçuşa geçmiş!

Antalya Pastacılar Odası Başkanı cinayet sonrası int*har etti